Darende'de ki Paralel Yapı ve Hamidettin ATEŞ

25.07.2016 - Pazartesi 02:30

Uzaktan bakıldığı zaman birilerine her ne kadar kolay görünse de zor iştir yerel gazetecilik. Nitekim sadece ilçendeki, ilindeki hadiseleri, düğünleri, bayramları yazmak değildir yerel gazetecilik. Ulusal hadiselerin yerel dinamiklerini incelemek, dimağlara yeni pencereler açmaktır yerel gazetecilik. Milletimizin, devletimizin atlattığı mühim bir badire olan 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü hakkında Darendeli bir yerel gazetecinin diyeceği pek çok kelam olmalıdır. Nitekim "paralel yapı" diye terminolojiye giren kavram, sadece Pensilvanya'da konuşlanan ihanet şebekesinden ibaret değil.

 

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Okyanus Ötesindeki ihanet şebekesi gökten zembille inmedi! Belirli bir doğum, gelişim ve kök salma süreci var. Hizmet kavramını istismar ederek evvela finansman sağlaması, Himmet kavramını istismar ederek kendine körü körüne bağlanan topluluklar meydana getirmesi, Allah dostu kavramını istismar ederek de kendini eleştirilmez ve sorgulanamaz kılması bugün ceremesini çektiğimiz ihanet şebekesinin üçlü saç ayağını oluşturuyor. Nitekim dini ve manevi duyguları ziyadesiyle yoğun olan fakat bu konularda diş kovuğunu dolduracak kadar sahih bilgiye sahip olmayıp şahıslara intisap eden toplumumuzu "hizmet", "himmet" gibi kavramlarla aldatmak bazı odaklar için hiç de zor değil.

Şuan ülke genelinde devletin çeşitli kademelerinde paralel yapı mensuplarını temizlemek, tasfiye etmek için operasyonlar yürütülüyor. Yapılan bu tasfiyelerle paralel yapı illetinin ilelebet kökünün kazınacağı düşünülüyor ki ben buna sadece gülüyorum!

Neden mi? Çünkü Paralel Yapı dediğimiz odaklar sadece Pensilvanya'dan ibaret değil(!) Bu yapının türdeşi olan diğer tehlikeleri, özellikle de DARENDE'yi göz ardı ederseniz bu millet -Allah Korusun- daha çok 15 Temmuzlar yaşar!

 

***

(Bir parantez açıp vakfın kurucusu Hulusi ATEŞ'i kısaca tanıyalım)

 

Hacı Hulusi Efendi Kimdir?

 

hulusi-efendi-kimdir

Yaşı kemale ermiş her Darendeli amcanın, teyzenin mutlaka tanıdığı ve güzel hatıralarla yâd ettiği değerli bir insan. Cenab-ı Hak mekanını cennet eylesin... Güler yüzlü, hoşgörülü, 'mütevazi' kişiliğiyle belki de her gün binlerce hemşehrisinin fatihasıyla andığı güzel bir insan. O zamanlar daha mütevazi daha huşulu bir yapısı olan Somuncubaba Külliyesinde etrafında yalaka ordusu barındırmayan, Tohma Kenarında semaverini yakıp aşıkları başına toplayan; ihaleleleri, tapuları, arsaları değil muhabbeti arzulayan bir gönül adamı Hulusi Ağabey... Ekseriyetle Maraş-Elbistan şarlatanlarının insanüstü özellikler atfedip putlaştırmasına bakmayın! Bence gayet samimi bir dindar, bilinçli bir imam, sade bir vatandaştı Hulusi ATEŞ.

Ne var ki güzel insanların büyük imtihanları olur... Onun da edebi alemde canını acıtacak en büyük hesabı, imtihanı çocukları olacaktı belki de. Bunlardan birisi bizlere "Örnek Şahsiyet" diye takdim edilen  Ahmet Şemsettin ATEŞ! Emri hak vaki oldu, öldü; taksiratı affolsun) Detayına girmiyorum, bilenler biliyor "Örnek şahsiyetin yüceliklerini!

Bir diğeri de Somuncubaba'nın edebi istirahatgahını dünyevi rant sahasına çeviren, Darende'nin tarihi ve doğal güzelliklerini kendi menfaati doğrultusunda ranta peşkeş eden Hamidettin ATEŞ!

Fethullah GÜLEN'in Hamidettin ATEŞ'e Taziyesi

 

paralel-yapi-darende-hamidettin-atesNasıl Güçlendiler?

Yukarıda bahsettiğim üzere Hamidettin ATEŞ'le tehlikeli bir yapıya dönüşen  Hulusi Efendi Vakfı da hizmet, himmet ve Allah dostu gibi kavramları istismar ederek önemli bir güce ulaşmıştır. Hizmet kisvesi altında vergisi algısı olmayan yüzbinlerce lira nakit akışı sağlanmıştır. Merhum Hulusi ATEŞ'e insanüstü nitelikler yüklenerek onun oğlu Hamidettin ATEŞ'in yolundan gitmek İslamın 6. şartıymış gibi empoze edip; Peygamber Efendimiz (S.A.V) soyundan geldiklerini de 'iddia' ederek kendilerince ilahi bir dokunulmazlığa büründüler.

Tehlikenin Boyutu Ne Denli Büyük?

Normal bir esnaf üç kuruşluk gelirine 40 türlü vergi öderken bu yapı köhnemiş demir yığınlarını bile kutsal semaver deyip 100 bine 150 bine satarak, bağış adı altında değişik pek çok kalemde vergisiz denetimsiz rant devşirerek palazlanmasını sürdürmüştür. Somuncubaba'yı, Kudret Havuzunu, Hasan Gazi Türbesini, son işgali olan Köprügözü Kanyonunu rant alanına katarak Darende'yi tabiri caizse sömürmüş, her yaz yüz binlerce turisti ağırlayan Darende'de 1 liralık turist kazancının bile kendi ağından dışarı çıkmaması içinde yoğun gayret göstermiştir.

paralel-yapi-darende-hamidettin-ates-2Bürokraside ve Perde Arkası Siyasette Ne Kadar Etkinler?

 

Çevre Şehircilik Bakanlığı'na "rica" edilmesi üzerine Zaviye Mahallesi'ndeki vatandaşın emeği olan pek çok parsel "riskli alan" kılıfıyla Hulusi Efendi Vakfı'nın rantına açılması; Malatya eski valisi Ulvi SARAN'a bir parselin vakfa devri için "ricada" bulunulması ve bunu emir telakki eden Saran'ın Darende Belediyesi Eski Başkanı İsa ÖZKAN'ı tehdit etmesi; İsa ÖZKAN'ın direnmesi üzerine üstünün çizilip aday adayı dahi olmayan Dr. Süleyman ESER'in belediye başkan adayı olarak gösterilmesi için Ak Parti kadrolarına direktifte bulunması durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Devletimizin cumhurbaşkanına, başbakanına dahi ağır eleştiriler yönelten yayın organlarına dahi dokunulmazken, Hulusi Efendi Vakfı gerçeklerini yazan tek yayın organı Darende Gazetesi'ne 'ışık hızında' 10 kez kapatma kararı uygulattırılması bu tehlikeli yapının yargıda da zararlı tesirlerinin olduğunu gözler önüne sermektedir.
Ve yine Darende Gazetesi'ni sosyal medyadan takip edenlere aşağılık tehditler savrulması ne denli bir güç zehirlenmesi yaşadıklarının bir başka boyutudur.

Darende'de Geleceği Tehdit Eden Bir Yapı Var!

Geçmişten bugüne kapsamlıca bir analiz yaptığınızda göreceksiniz ki bu tür şer odaklarını "para" bir süre sonra tatmin etmemeye başlayacaktır. Nitekim devşirilen onca rant, haksız yere elde edilen milyonlarca lira kafi gelmeyecek, devlet içinde nüfuz elde etme gayreti görülecektir. Zira Pensilvanya odaklı ihanet şebekesi finansal gücünü belli bir noktaya getirdikten sonra devlet içinde nüfuz alanını genişletmeye çalışmış ve 7 Şubat MİT Krizi ile de tabiri caizse güç denemesi yapmış ve 15 Temmuz taşkınlığı ile de ne denli kök saldığını gözler önüne sermiştir. Şükürler olsun ki her şeye Kâdir olan Rabbimizin yardımıyla devletimiz ve milletimiz bu badireyi atlatmıştır. Fakat unutulmamalıdır ki püskürtülen Pensilvanya merkezli ihanet şebekesidir. Bunların türdeşleri şuan uykuda olsa da ülkemizin bekasını tehdit eder durumdadır.

Hamidettin ATEŞ liderliğindeki Hulusi Efendi Vakfı'da tıpkı Pensilvanya'daki ihanet şebekesi gibi finansal olarak palazlanma sürecini büyük ölçüde tamamlamıştır. Ve artık aleni bir biçimde devlet içinde de kök salmak, siyasi bir güce erişmek istiyorlar. 

Tamamen illegal ve insafsız olan eylem ve isteklerine karşı durduğu için Darende Belediyesi Eski Başkanı İsa ÖZKAN'a uyguladıkları linç, Dr. Süleyman ESER'i aday adayı dahi olmamasına rağmen belediye başkan adayı yaptırması, Süleyman ESER başkanlığındaki Belediye'ye de ikinci ismin Sebahattin ATEŞ olması, belediye iş başına gelir gelmez Zaviye Mahallesi üzerine planlar yapılıp, Çevre Şehircilik Bakanlığı'na sunulan usulsüz riskli alan teklifinin Bakanlar Kurulu onayından geçişinin sağlanması olası felaketlerin ayak sesleridir.

Şunu bir kenera yazmak lazım ki Hamidettin ATEŞ'in bundan sonraki hedefleri evvela dayattığı bir ismin milletvekili olması, akabinde yine başka bir isme bakanlık verilmesi şeklinde uzayıp gidecektir. Talepleri karşılık bulduğu sürece mevcut siyasi iradeye olabildiğince dalkavukluk yapacak olan bu yapı, tek bir talebi dahi geri çevrildiğinde elde ettiği/etmeye düşündüğü nüfuz ile her türlü zorbalık ve şantajdan asla geri durmayacaktır.

Aziz devletimizin, değerli milletimizin son yaşamış olduğu 15 Temmuz Darbe Girişiminden elde ettiği acı tecrübeler doğrultusunda bu tür zararlı yapıları filizlenmeden ortadan kaldırması devletin bekası adına önemli bir zorunluluktur.

 

YORUM YAZ

Yorum Yazabilmek İçin Lütfen Giriş Yapın.